Featured Post

25 March 2014

Son günlerde biriktirdiklerim...

Bu günlerde yazamıyorum. Kaç yazıya başladım, hep yarım kaldı ama bir yerden başlamam gerek...Önce yarım kalan yazılar...
*
Memlekette zor günler geçiriyoruz. Olanları yazmaya elim varmıyor. Ölümün olduğu yerde zaten kelimeler anlamını yitiriyor. Ama bu topraklarda Berkin'in, Burakcan'ın, Ahmet'in yürekleri yanan babaları, acılarına rağmen, topluma sağduyu çağrısı yapabiliyorsa, bizim "umudumuzu yitirdik" deme hakkımız yok gibi geliyor bana. Bu günlere nasıl geldiğimizi, öncelikle takkeyi kendi önüme koyarak düşünüyorum...Ne de olsa, Dante'nin dediği gibi; "Her karanlık, kendisini sonlandıracak şafağın tohumlarını içinde taşır."
*
"En büyük dileğim, insanın sorumluluk taşıması ve akıntıya karşı yüzmeyi de bilmesi. Demokratik rejimlerde bu daha kolay. Ama görüldüğü kadar da kolay değil. En çok ve özellikle de dikta rejimlerde gerçekleştirilmesi gereken insanlık görevi. İnsanlara 3 çağrım var. Her bireyi insanlığa ihanet etmemeye çağırıyorum. Bugünün insanının 3 uzvuna gereksinimi var:
1-Akıl için kafaya
2-Duygu için yüreğe
3-Omurgaya: Bu da kimse önünde sürünmemek için"

Hilde Domin
(Hitler faşizmi yıllarında yaşamış, şiir, roman, deneme yazarı; 1979 yılında Tezer Özlü'nün yazarla yaptığı röportajdan bir bölüm-Yeryüzüne Dayanabilmek İçin s.30)

"Bireysel kurtuluş diye bir yaşam biçimi yoktur. İnsan, her zaman toplumsal bir yaratık olduğunu kavrayıp kendi sınıfının bilinçlenmesi ve daha insancıl koşullara kavuşması için çaba gösterdikçe mutlu olabilecek, yaşamını değerlendirecektir. Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir."

(Tezer Özlü- Yeryüzüne Dayanabilmek İçin s.45)





No comments:

Post a Comment