Featured Post

20 December 2009

Dot'un 2 yeni oyunu

Bugün Mit'i yolcu etmek üzere, havaalanına gidiyoruz. Arabada Radyo Eksen şıkır şıkır Janis Joplin'i çalıyor. İnsan böyle iyi müzik çalınca bir havaya giriyor. Mit'i bıraktıktan sonra, sahil yolundan eve dönüş yolunu tutuyoruz Defne'yle. Hava kapalı, Kumkapı dolayında balık peşinde koşan kuşlarla güreşen güçlü dalgalar müthiş bir görüntü oluşturuyor. Dalıyorum biraz. Karşıya geçiyoruz, Bostancı yönünde istasyona gitmeye karar veriyorum ama o da ne? Girdiğim sokakta, caddeye giriş yönü yasaklanmış, pazar nasıl olsa, gireyim buradan birşey olmaz gibi bir anlık gaflet ve dalalete düşüyorum, geçiyorum ve bingooo, polisler beni bekliyor köşede! Diyecek birşey yok, %100 haksızım. Kuzu gibi ruhsat ve ehliyetimi çıkarıp veriyorum. Hayatımda ilk defa trafik cezası yiyorum, herşeyin bir ilki var tabi ama koyuyor. Defne sinirlenip yırtalım o cezayı diyor, anlatıyorum, eh işte pek ikna olmuyor ama yapacak birşey yok, hatalıyım.

Başka birşey yazacaktım ama nedense parmaklarım önce bunu yazmak istedi, masum değilsin Füs der gibi...

Dot'un oyunlarını takip eder misiniz? Geçen seneki Vur, Yağmala,Yeniden oyunlarını seyrettiğimden beri, ben sıkı takipçilerindenim. Vur, Yağmala, Yeniden 16 kısa oyundan oluşan bir oyun. Yazarı Mark Ravenhill. Oyunda; özgürlük ve demokrasi adı altında; savaşın anlamsızlığı, güçlünün zayıfa hükmedişi, iyilik&kötülük, içi boşalan cinsellik ve aşk gibi temalarla yokolan insanlık sorgulanıyor. Biz geçen sene, her oyun çıkışı sarsılır, arkadaşlarla uzun uzun oyunun felsefesini tartışırdık. Bu oyun, bu sene oynanmıyor ancak olur da toplu gösterim yaparlar veya DVD'si çıkar, kaçırmayın diye yazıyorum.


Bu sene 2 oyunları var. Shopping and F***ing ve Pornografi. Shopping and F***ing, yine Mark Ravenhill'in oyunu. Beyoğlu Mısır Apartmanında oynuyor. Oyunda, geçen seneki oyun gibi farklı toplumsal konulara değinilmiyor ancak oldukça cesur bir oyun. Cinsellik, uyuşturucu, aidiyet, alışveriş üzerinden gene insanların hastalıklı ruh halleri işleniyor. Geçen gün oyunların yönetmeni Murat Daltaban ile röportaj yapılmış, o da belirtmiş, 'artık hepimiz hastalandık' diye. Pornografi'nin yazarı ise Simon Stephens. Oyunda, Londra'nın 2012 olimpiyat şehri seçilmesi ile paralel zamanda gerçekleşen metro istasyonu-otobüs patlamalarının sıradan insanların hayatı üzerinde yarattığı etkiler işleniyor. Oyun Maçka G-Mall'da. Mark Ravenhill'in oyunları kadar etkilenmedim bu oyundan. Ama oyuncular çok iyi gene. Seyircilerin oturma alanları çok dar olduğu için, bir sıra gerçekten klostrofobi bastı beni, çığlık atıp oyuna fırlamak istedim. Bu sorunu umarım çözerler. Çözemezlerse de, ilk sırada oturun, diğer sıralara göre daha rahat bir oturma düzeni var. Ben ilk sırayı özellikle tercih etmiyordum, zira Dot'un oyunlarında in-yer-face -yüzevurumcu tiyatro-denen bir tarz uygulanıyor , oyuncunun her an seyirciyle interaktif bir ilişkiye geçişi söz konusu olabiliyor:) Hem de sizi sarsarak, hatta sizi ciddi ciddi cinayetten bile sorumlu tutabilirler:). Ama bu oyunda fazla interaktivite yok, siz beni dinleyin, ilk sırada rahatça oturun.
Bu oyunları izlemeye çalışın, sarsılırsınız belki ama sarsılmak iyidir:)

Bu arada, her oyundaki müzik seçimleri de müthiş, bahsetmeden geçmek ayıp olur...

İyi seyirler,




No comments:

Post a Comment