Featured Post

29 November 2010

havuçlu kek!

bu cumartesi defne ile cafe fernando' nun blogundan bir kek yapalım dedim. ama öyle hadi kek yapalım demekle olmuyormuş fernando'dan kek yapmak:) sözümona en basit keki seçtim kendimce, havuçlu kek! havuçlu kekin içinde bir ben yokum. tabi ki bütün malzemeleri bulamadım; vanilya özötü, taze muskat, üzüm çekirdeği yağı gibi malzemeler olmayınca, kek de kendi çapında bir kek oldu haliyle...hazırlanışı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, pek yorulduk defne'yle. tabi kendi kendimize çıkardığımız zorluklar da vardı... 1 su bardağı beyaz, 1 su bardağı esmer şeker isteniyordu tarifte. esmer şeker sadece küp şeker olarak vardı, aman almayım ezerim olur biter dedim, onu ezmesi bile yetti:) tarifi harfiyen uygulamaya kalkmak neyine be füs, hele defne'yle? havuçlu kek yapacaksan da bu kadar iddialı olandan başlama di mi, 10 üzerinden 5 alır kekimiz, çok kabarmasa da güzel kokular yayıldı etrafa, içi pişti çiğ kalmadı, yiyebildik:)

keki yaparken, defne'yle defalarca bilgisayardan videosunu izlediğimiz ve söylediğimiz şarkı: athena'dan arsız gönül (bayılıyor bu şarkıya, ben de seviyordum ama o kadar çok dinledik ki, bayıldım. defne videoda herkesin şarkıyı söylediğini görünce "aa anne bak herkes seviyormuş bu şarkıyı" dedi) izlemek ve dinlemek için tık!

kek tarifini isterseniz... tık!


işte fotolar!


fırından yeni çıktı!


kekin üstüne bol kar yağdı defne sayesinde...


hımmm hadi yiyelim!


içi pişmemiş görünüyor sanki ama ıslak kek bu ondan:)


kes artık anne fotoğraf çekmeyi,yicem!















22 November 2010

bu sıralar hoşuma giden şeyler...


cafe fernando
dünyanın en iyi 50 yemek blogundan biri seçilmiş cafe fernando 'yu ben yeni öğrendim. nefis bir site. blogun sahibi cenk'i de çok içten buldum. yaptığı tatlıların fotoğrafları çok güzel(kendi çekiyor), kimbilir lezzetleri nasıldır? yaptığı tatlıları denettirdiği bir lezzet ekibi varmış, o ekipte olmak isterdim...
en son tarifi; dolce gabbana için tasarladığı 'brownie dantel giyer' keki, harika görünüyor. yemek harici çektiği fotoları da sevdim.
defne'ye buradan pasta ve kek yapmayı planlıyorum, bakalım fotoları nasıl olacak:)
bir de cafe fernando niye fernando? sitede baktım ama bir cevap bulamadım. acaba portekizli şair fernando pessoa 'dan mı esinlendi? o esinlenmese bile ben şairin şiirlerini karıştırdım, tütüncü dükkanı şiirinden hoşuma giden birkaç dizeyi yazayım istedim:
hiçim ben.
asla bir şey olmayacağım.
bir şey olmayı isteyemem.
bu bir yana, bendedir bütün düşleri dünyanın


V.Ö'nün kişisel anayasası
uzun süredir pek tat alamıyordum vedat özdemiroğlu'nun yazdıklarından ama bu anayasa hoş olmuş.

1-sıkıcı insandan kaç.
2-bir insan nasıl sıkıcı hale gelir, yoksa doğuştan mı sıkıcıdır, bunu düşün.
3-başkasının mutluluğundan acı duyana geçmiş olsun. Aynı zamanda başkasının acısından zevk de alır o...
tamamı için tık...

erdil yaşaroğlu'nun şiir denemeleri
güldürdü bu şiiri beni:)

MASALCIMasal dinlemek istersen,
Beni çağır küçük çocuk.
Anlatırım sana
Ali Babayı,
Parmak Çocuğu,
Yedi Cüceyi...
Uyumazsan eğer
Döverim seni küçük çocuk.
Ali Babayla,
Parmak Çocukla,
Yedi Cüceyle...
1992
athena'nın 'tersine' şarkısı
athena bizim gençliğimizin grubu, az mı tepindik harbiyelerde athena'yla, sevdim ben albümlerini, güzel olmuş, en çok da bu şarkısı:)
şarkı için tık

son olarak; bugün berna doğum yaptı, aramıza bir küçük prens daha katıldı:)

04 November 2010

yeniden merhaba:)

Ohoooo,
...kııış geçtiiii, bahar geçtiii, yaaaaz geçtiii, ömüüür geçtiiii...tık yok visnecekirdeği'nde, en uygun, en rahat zamanın geleceği yok, iyisi mi, denk getirdikçe ufak ufak yazayım:)

bugün ortaya karışık...

önce reklamlar...


defne: anne bu ne?
füs: ne?
defne: turkcell:)

bayramlardan bayramlara sekerken...
cadılar bayramı
defne: anne bakalım cadılar bayramında en korkunç kim olacak?
füs: bence sen tatlı olursun:)
defne: üüüf anne, bu prensesler bayramı diil ki, korkunç olmak gerekiyor...
füs kendi kendine:soruyu dinlesene füs, ne tatlısı???

29 ekim günü
defne: atatürk dünyamızı kurtardı!
mit: yok canım, o türkiye'yi kurtardı:)
defne: biliyom zaten.

bugünden aklımda kalanlar...
ezgi başaran'ın yazısını sevdim. iyi yazıyor bu kız. kanat'ı da kaptı ama olsun helal olsun!
oradan aklıma sevdiğim adamlar geldi...
okuduğumda, dinlediğimde iyi ki bu adamlar var hayatımda dediğim adamlar, bana iyi gelen, kendileri olabilen adamlar... ilk etapta aklıma gelenleri yazıyorum, şimdilik sadece adları, aklıma geldikçe eklemeler yaparım belki...

orhan pamuk, gündüz vassaf, yankı yazgan, met-üst, kaan sezyum, leonard cohen, yıldırım türker, kanat atkaya, fatih özgüven, murat daltaban...

siz hayatınızda kimlerin olmasından memnunsunuz? (kim okuyacaksa sorumu:)
son olarak...
çok beğendiğim bir filmle kapatıyorum bugünü: çoğunluk!

hikaye; türk aile yapısının, toplumumuzun arızalarını çok doğal bir şekilde gözler önüne seriyor, bu yüzden de çok çarpıcı, oyuncular çok başarılı, çoğunluk bu filmi seyretse acaba birşeyler değişir mi hayatımızda diye düşünmeden edemedim. farkedilir mi normal görülen arızalarımız?

2 minik not:
-yasmin, yeni doğum yapan arkadaşa bir katkısı olur mu bu bilmem ama rüya'nın aramıza katılması da, beni yazmak için harekete geçirdi bilesin:)
-nilo ve berna, bugün sizin dürtüklemenizle yazmaya oturdum, siz de bunu bilesiniz:)