Featured Post

19 December 2014

Şimdi Reklamlar!

Geçen ay, 3 konudan bahsedeceğimi yazmışım. Onun üzerine ne konular birikti ama önce onları yazayım...
Önce reklamlar...
*
Uzun yıllar iletişim sektöründe çalıştığım için mi bilmiyorum ancak reklamlara pek dayanamıyorum son zamanlarda... Subniminal subniminal mesajlar gırla gidiyor çoğu reklamda. Hatta subniminali geçtim, markalar, artık insanın gözüne sokarak, açık açık vermeye başladılar mesajlarını...
Beni rahatsız eden 2-3 reklam ve beğendiğim 2 reklam çalışmasını paylaşarak, reklamlar bölümünü geçeceğim.

1-Lav Cam: Olmamış!
Reklamını seyreden var mı? Evdeki eski cam bardağından, cam kabından kurtulmak isteyen ev hanımları, çaktırmadan (sanki kaza ile olmuş gibi) camın olduğu yerden düşmesini sağlıyor, cam tuzla buz tabi... Ee noluyor sonra? Yenisi alınıyor. Yani Lav! Bu mudur vereceğimiz mesaj?
-Sıkıldık mı? Yenilik mi istiyoruz hayatımızda? Kır gitsin, tüket gitsin, yenisi gelir nasıl olsa...
-O zaman o ev hanımının çocuğu da, ayakkabısından sıkıldı diyelim, oh kirlet gitsin, yırt gitsin, yenisi alınır nasıl olsa...
Nasıl bir marka konumlandırmadır bu? Senin diğer markalardan farklılığın bu mudur? Buysa, kusura bakma arkadaş ben senden her daim kaçarım...Haydi ben kaçtım diyelim, diğerleri ne olacak?
Önerim: Bu reklamı hayata geçiren reklamcıların ve pazarlamacıların evlerinde bu tarz bir uygulamayı 1 ay süre ile yapalım. Aile bireylerinin(çocuklar dahil) evde memnun olmadıkları her şeyi yok etme, kırıp dökme, atma hakkı olsun...Sonra da yenileri gelsin...Bakalım sonra ne olacak? Özellikle kredi kartı ekstresi geldikten sonra... Bir müsibet bin nasihattan iyidir nasıl olsa...

2-Koton: Hiç olmamıştı!
O zamanlar yazmamıştım ama Koton da tüketimi körükleyen şımarık kampanyasıyla beni sinirlendirmişti.  Ne diyordu çocuk manken billboard'da? "Bir sene giydiğimi bir daha giymem!" "Modayı ben belirlerim" tarzında insanı çileden çıkaran sloganları vardı. Tepki sonucu onları yayından kaldırdılar ama bir kere kafaya işlendi. O zaman da; "o reklamcılar, pazarlamacılar; yarattıkları çocuk karakterleriyle 1 hafta vakit geçirseler, nasıl bir tohum attıklarının farkına varırlar mıydı acep?" diye düşünmüştüm...

3-Yapı Kredi: "Sınırsız Ülkeye Sınırsız Hizmet" Olmamış!
Yapı Kredi, bak diğer yazıda, sergi için ellerinize sağlık dedim size. Ama lütfen "sınır"ımızı bilelim! Sınırsız ülke deyip, vermişsiniz coşkuyu reklamlarda...Siz o kadar coşturunca da milleti, millet sınırsız hizmet bekliyor bankaya gidince. Sonra o hizmeti alamayınca, olan o reklam panosunun önünde oturan bankacı kıza oluyor! Tecrübeyle sabit! Lütfen abartmayalım...Sınır çok kötü birşey de değildir.

Şu sıralar çok reklam seyretmediğim için, olumlu reklam örneğini bizden bir markadan veremiyorum ama aklıma yurtdışından 2 tane beğendiğim reklam geliyor. Yapacaksak, böyle reklamlar, böyle pazarlama iletişimi çalışmaları yapalım...Çok etkileyici iki reklam, izleyin, bana hak vereceksiniz...


1-Volkswagen


2-Orkid




No comments:

Post a Comment