Featured Post

17 February 2015

İnsanlık Yolunda Türkiye...

Dağıldım. Özgecan'ın ölümü dağıttı beni. Öfkeliyim.
Okuduğum haberler, izlediğim programlar öfkemi artırıyor.
Özgecan'ın ölümüyle, sanki Türkiye'nin gizlenmiş, üzeri örtülmüş, halı altına süpürülmüş, bütün sorunları tek tek ortaya dökülüyor...

Artık kaçış yok Türkiye, sorunlarınla çatır çatır yüzleşeceksin.
"Erkek Türkiye", "İnsan Türkiye" olabilecek mi, bunun savaşını vereceksin.
Kendinle yüzleşemezsen, varolan insanlığından da kopacak, yokolup gideceksin.
Kendi ezik dünyanda, vicdansızlığınla kavrulup biteceksin.

Tek bir şeye inanıyorum. O da, bu kadar çok kötülüğü içinde barındıran toprakların, ondan daha kuvvetli birşeyi de içinde barındırdığına olan inancım: Sevgi!
Öyle olmasa, o kadar derin bir acı içinde olan Özgecan'ın anne-babası bize şu sözleri söyleyebilir miydi?

"Hiçbir suçu olmayan kızımı bu hale getirenler, insan değil. Cani onlar. İçinde sevgi olmayan insanlar yapabilir bunu ancak. Biraz sevgileri olsaydı, biraz hoşgörüleri olsaydı, bunları yapmazlardı. Demek ki, bu insanların içinde sevgi kalmamış. (Annesi Songül Aslan)

Masallarla büyüdük. Bir varmış, bir yokmuş. Bir Özge varmış, bir Özge yokmuş. Sevgi geldi, saygı geldi cihana, biz yarattık dediler. Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana... (Babası Mehmet Aslan)"

Hele kardeşi Beste'nin söyledikleri...

"Ben inanamıyorum hala, yanımda sanki. İkimiz tek kişiydik. Türk halkına yalvarıyorum, ne olur biraz bilinçlensinler. Okulda insanlık ve sevgi dersi verilsin...."

Söyledikleri, ne kadar sade ama ne kadar kuvvetli şeyler değil mi? Evet, bence de en çok ihtiyacımız olan şey, "Sevgi ve İnsanlık...". Zira tüm sorunların kökeni sevgisizlikte yatıyor...Sevgisizlikten şiddet doğuyor, nefret doğuyor, ölüm doğuyor...

"Siz hiç mucize gördünüz mü? Ben herkese soruyorum. Her Türk vatandaşına soruyorum. Bir mucizeye şahit olanınız var mı içinizde. Şu anda bir mucize gerçekleşiyor. Onlarca, yüzlerce, binlerce Özgeler, meleklerin kanatları kırıldığı halde biraz önce söylediğim gibi bu olayın bu şekilde gerçekleşmesinin tüm Türkiye'ye maal olmasının elbette bir hikmeti var. Bunu kızımın üzerinde tecelli ettiren, inanıyorum ki aynı zamanda adaletini de tecelli ettirecektir. 

Evet, bu sözleri de söyleyen Özgecan'ın babası. Özgecan'ın babasının söylediklerini boşa çıkarma hakkımız yok bizim. O bir mucize görüyorsa, biz de memleket olarak bu mucizeyi gerçekleştirebilmeliyiz...

Yeter ki, haksızlıklara kararlı bir şekilde ses çıkaralım artık! Yaşamsal haklarının korunması, kollanması gereken tüm kesimler için, gerekli kanunlar çıksın, yasalar uygulansın diye birlikte ses çıkarabilelim.
Eğer kanunlar uygulanmıyorsa, takipçisi olabilelim.
Erkek egemen yönetimden korksak da, birlik içinde hareket edebilelim, çünkü "bir" olunca daha güçlüyüz.
Bizim üzerimizden siyaset yapmaya kalkanlara prim vermeyelim, bizim adımıza erkekler konuşmasın, biz kendi adımıza konuşabiliriz.
Kadınlar olarak kendi gücümüzün farkına varalım. Erkeklerin bilek gücü olabilir ama "kadınların yürek gücü"nü kırabilecek hiçbir kuvvet bilmiyorum ben.
Türkiye'nin "İnsan Türkiye" olabilmesi için, biz kadınların dayanışması çok önemli. Bu yolda "insan" erkeklerimizin de desteğini yanımıza alalım.
En küçük yerden; kendimizden, ailemizden, mahallemizden, yakınlarımızdan, işyerlerimizden başlayalım bu dönüşüm yolculuğuna...Sözlerimizle, davranışlarımızla...
Kolay bir yol değil ama bu yolu yürümezsek, bu bataktan çıkma şansımız da hiç mümkün görünmüyor...

Her karanlık, kendisini sonlandıracak şafağın tohumlarını içinde barındırır" demiş Dante.

Yolumuz açık olsun...

No comments:

Post a Comment