Featured Post

09 September 2013

bir rock'n coke macerası...

yarın defne'nin okulu açılıyor. yarın sabahı düşünerek, bu saatte bilgisayarın başına oturmasam daha iyi olacaktı ama oturdum artık:)
*
yeğenim şebnem, 14 yaşında olup kendisi sıkı bir müzikseverdir. çoğu müzik grubunu ondan öğreniyorum. meğer bu sene de rock'n coke'a çok sevdiği bir grup olan " hurts" geliyormuş. "hadi" dedim "gelin istoş'a, gidelim!". ablamı ikna etmek biraz zaman alsa da, ana-kız eskişehir'den geldiler bu haftasonu. şebo'dan festival öncesi biraz müzik dersi aldım, öncelikle tabi "hurts" çalıştım.
yani cumartesi günü için hazırız festivale!
tabi defne de tutturdu "ben de geleceğim diye!" o kadar uzak bir yer olmasa, hadi bir görsün diye götüreceğim ama nerdeeee...
defne'yi gündüzden bırakabileceğimiz bir yer yok. akşama arkadaşımıza bırakabiliyoruz.
"hadi, şebo günü kaçırmasın, biz önden gidelim şebo ile, siz mit'le defne'yi bırakır, arabayla gelirsiniz akşama..." dedim bizimkilere.
bana göre plan gayet iyi olmuştu ama çok büyük bir stratejik hata yaptığımın o an tabi ki henüz farkında değildim...
*
şeboyla teyze-yeğen düştük yollara. tam öğrenci gibi, önce minibüs, sonra metrobüs (arada elimizdeki sezen biletlerini trump towers önünde bir arkadaşa vermece) en son da yine oradan kalkan servise binip hezarfen yollarına düşmece...tabi sürüne sürüne gittik, yolda dur kalk dur kalk...2 saatte ulaştık ama ne yapalım festival uğruna düştük yola dedik, söylenmedik...
*
sonra şebo fest alanının muhteşem wc'leri ile tanıştı! ne bu böyle yaa, bu kadar da kötü olmaz ki wc'ler! ilk defa da gelmiyoruz festivale, daha iyi yapanlar var bu işi! neyse buna da takılmadık, akrobatik hareketlerle işimizi gördük, kaçtık o sahneden!
*
festival havasına girmeye hazır, bilet kontrol sırasına yürüdük. sıra bize geldi. biletlerimizi görevliye gösterdik.
-"18 yaş altı kişiler için şu bölüme geçin lütfen" dediler. tıpış tıpış oraya geçtik. kimliklerimizi istediler.
- siz annesi değil misiniz?
- "hayır teyzesiyim. (doğrucu davut, şaşkın tavuk füs)
(((biiiip yandınız!!! ve bittiniz hatta!!! daha farkında değilsiniz!!! sizi sürüm sürüm süründüreceğiz!!!)))
-o zaman alana giremezsiniz.
-ama bakın yeğenim esk'den sırf bu fest için geldi.
-olabilir, alamıyoruz.
-bir yetkili ile görüşebilir miyim?
-hamfendi sizi anlıyorum, vıt vıt vıt, zıt zıt zıt...
-annesi gelmeden maalesef içeri alamıyoruz.
-pardon hezarfen'deyiz, nasıl gelsin hemen annesi? annesi akşama gelecek. kimliğim sizde kalsın isterseniz?
-annesi gelince alabiliriz ancak içeri.
-bakın sizin iyi bir insan olduğunuz yüzünüzden belli, ee biz de pek kötü insanlara benzemiyoruz değil mi? uzatmasak?
-hamfendi lütfen kenarıya alalım sizi.
(şebo hayal kırıklığı ile yere çökerek ağlamaya başlar!)
ve o bölümde birçok gözü yaşlı gencin olduğunu o an farkederim. meğer orası "18 yaş altı özel ağlama bölümü"ymüş. şebo'nun ağladığını gören, durumu çoktan kanıksamış bir kız " biz 4 saattir buradayız, arkadaşımın babası bizi getirmişti ama velimiz olmadığı için bizi içeri almadılar, babamızı bekliyoruz, ancak o gelince girebileceğiz. hoş, işini bilen çoktan girdi içeri. kimi öğrenci kimliğinde yaş düzeltmesi yapmış, kimi tam bilet almış, makyajı full yapmış, havayı kapmış, içeri zıplamış, aradan kaytarıp içeri girenler, el sallayanlar...)
*
eh be füüüs, yıllardır bu organizasyon-fest işlerini bilirsin, arada yaptığın çakallıklar da olmuştur ama yaş kemale erince, hafif pas tutmuşsun ya da basiret bağlanması diyelim... çok basit birşeyi atlamışsın. ablanın kimliğiyle kendi kimliğini değiştir gel işte. ablanla benzerliğinden hayatta bir kere yararlan be kızım!!!
*
atladık işte, ama pes eder mi anadolu çocuğu? kırk yılda bi yeğenimi getirmişim konsere, elbette gireceğiz, ne salakça birşey kapıda takılmamız...
*
-hadi başka kapıdan deneyelim.
*
saçlarımızı açtık. şebo benim gözlüğü taktı, hafif makyaj(ama sıkı makyaj gerekiyormuş aslında) ve fakat başka kapıda da takıldık. buyrun yine ağlama duvarına...
*
bu sefer kadın olan başka bir yetkiliyi buluyorum.
-"bakın durumu şöyle izah edeyim. yeğenim ve annesi esk'den geldiler, ablam evde kızıma bakıyor, kızımı akşam bırakabileceğiz, yeğenimin annesiyle, eşim akşama buraya gelebilecek... bıt bıt bıt..."
(füs ne anlatıyon yaaa? hayat hikayemi anlatıyorum orada ama kimin umrunda, zaten niye umurlarında olsun ki? ah bi yaşıma göre birini bulsam...artık sonunda o kadar koptum ki, "siz de anne olacaksınız, o zaman anlayacaksınız beni..."filan diye iyice kükremeye başlıyorum ama nafile çabalar tabi...:)
*
duman konseri başlıyor.
dışarda volta atıyoruz şebo'yla, bi taraftan da "gireriz canım, merak etme" diyorum kuzuma.
*
içeride olan arkadaşlarımdan yardım istiyorum. oradan da olumlu cevap yok.
*
ablamlar yola çıktılar bu arada ama yol çok kalabalık diye başka bir yollara sapmışlar. onlardan ümit yok yakın vadede...
*
bir daha başka kapıdan deneyelim diyoruz.
bu sefer görevliye "annesiyim" diyorum. "tamam kimlik kontrolü yapacağız ağlama noktasına buyrun" diyorlar.
maalesef kükrediğim kadın beni görüyor. bu sefer başka bir kadın yetkili var, o kadın daha bir profesyonel çemkiriyor. yaa ben de artık kendimi tanıyamıyorum. tamam anladık annesi değilim ama teyzesiyim ulan.
-sitenizin ilk sayfasına büyük büyük harflerle bu uyarıyı yapmalıydınız. annesi babası hayatta olmayan bir genç olsa, bu festivale gelemeyecek mi?
-hamfendi alamıyoruz. annesi gelsin.
(tabi bu püskürtmeler sonunda hafif tonda küfürleri basıyorum çevreme, çevredeki gözü yaşlı gençler, büyük birinden böyle bir destek gelince, gülümseyerek bakıyor bana, yalnız değilsiniz çocuklar!!!)
-şebo "18 yaşını tam doldurmamışsa kişi, illa babasıyla mı gelecek konsere? yaa nasıl bir mantık bu? diyor, gülüyorum:)) yassah kardeşim, burası türkiye! 18 yaşın altındaysan müzik dinlemek yok sana! teyzeye anne yarısı derler ama burada geçmez o laflar...alkolü dayar felan ağzına mazallah...korku kültürünün egemen olduğu topraklarda bu konserler de devam eder mi acep?
*
akşama doğru giriş alanı, sırf çocuğu için gelmiş olduğu belli olan velilerle dolmaya başlamıştı. şaşkın gözlerle etrafa bakıyordu çoğu veli...
*
bizse, deniz kenarının oradaki su bidonlarının tepesine tüneyip "duman"ı dinliyoruz. güvenlik görevlileriyle sohbete başlıyoruz. yardım etmek istiyorlar ama belli ki emir büyük yerden verilmiş!
*
hurts'un başlamasına 5 dk var. ablamların gelmesine daha en az yarım saat var. son birşey geliyor aklımıza.
-hadi öğrenci biletini tam yapalım. akşam vakti artık çok bakmazlar.
ve fakat üstüne para vermemize rağmen öğrenci biletinin arkasına bir bilet daha zımbalıyor gişedeki adam. hayıııır!!!
-bu biletin tam yazan halini istiyorum.
-yok bu da öyle sayılır.
-öyle sayılmaz.
-tamam vazgeçtim, geri alayım parayı lütfen.
*
ve hurts başlar!!!
*
şebo da ağlamaya başlar. onun o halini görüp, eli kolu bağlı, çaresiz hisseden teyzesi de artık gözyaşlarını tutamaz! teyze-yeğen sarılırız birbirimize...
*
işte o an mucizevi birşey olur! kimseyi zor durumda bırakmak istemediğim için ayrıntısını yazmayacağım ama ufacıcık bir kapı bize açılır, 3.5 saatlik bekleyişimiz sonunda içeri gireriz!!!
*
konserine "miracle" şarkısıyla başlayan hurts, belli ki bizi çağırıyordu. hem ağlıyorduk hem de sevinçle ana sahneye koşuyorduk!
*
sonrası...sonrası müthiş bir mutluluk... şebom her şarkısını ezbere bildiği bu konseri keyifle seyretti ya, daha ötesi yok benim için...

ablamla mit'i merak ediyorsanız, onlar da konserin sonuna yetişti:)
*
"miracle"'dan sonra "wonderful life" şarkısına geçen "hurts" gerçekten bizi anlamış gibiydi... hayat böyle birşey galiba... en umutsuz olduğunuz zamanda size bir yerden "pişşt, enseyi karartma hemencecik, 5 dakkada değişir bütün işler" diyiveriyor...

buyrun siz de dinleyin bu güsel şarkıları...







not: sabah defne'ye hikayemizi anlattığımızda, çok büyük bir heyecanla dinledi. sonunda "aslında kimlikleri değiştirseydiniz teyzemle, yalan söylemiş olacaktınız ama gerekli bir yalanmış" diyiverdi:)

18 comments:

  1. Hah hah haaaaa :)))
    İyi ki orada yokmuşum.Süper gerilim ve adrenalin olmş. Ya da belki olmalıymışım. Benim de ihtiyacım vardı aslında. Neyse diğer festivallere erişmek dileğiyle... Ünsal ( hikayede geçen 14 yaşınadaki Şebnemin babası)

    ReplyDelete
  2. nası heyecanla okudum yorumunu bi bilsen ünsal abi:)) şebo'ya da "yaa babana anlatacaksın ama ya bi daa göndermezse seni, bu sınavda hafif çaktı ya teyzen" gibi şeyler söylemiştim...içimi rahatlattın...tabi ya, müziksever bir babadan da ancak böyle bir cevap gelir işte, yaşa be enişte!!! yeni festivaller bizi bekleeeeer!!!

    ReplyDelete
  3. füsunum sen bi tanesin!öpüyorum seni.herşey için çok teşekkürler.nice festivallerde nice keyifli anlar yaşamak üzere...funda.

    ReplyDelete
    Replies
    1. aplam benim, sen de bi tanesin:) o bisküviler, krakerler olmasa açtık konserde! ıslak mendillerle hijyene kavuştuk sayende! hangi çantanı alırsan al, gene gel festivale;)

      Delete
  4. fusun benim de teyzem olur musun? ne tatli teyzesin seeen! (banu)

    ReplyDelete
    Replies
    1. walla batuları da bu tür aktivitelere götürmeye hazırlıklıyım, zorluklar beni yıldırmıyor banum, güçlendiriyor;)

      Delete
    2. peki poyrazlari da goturur musun ben diger banuysam :)))

      Delete
    3. banum yaa, yeni gördüm yorumunu, pek teknolojik bir blogger değilim gördüğün gibi, neyse ki halaa küçükler;), götürmez miyim poyrazları konserlere? mutlulukla;))

      Delete
  5. nefesimi tutarak bekledim iceri girdiniz mi girmediniz mi diye ama cok sukur :) neslihan.

    ReplyDelete
    Replies
    1. ah ah neslihancım, tam umudumuzu kaybettiğimiz anda mucize gerçekleşti:)

      Delete
  6. Ne kadar zorluklar yaşamış olsak da çok güzel bir konserdi çok teşekkür ederim teyze :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. seni çooook seviyorum şebom:) bence de çok güsel bir konserdi, sayende gittik:) hurts mırıldanıp duruyorum günlerdir...

      Delete
  7. isvicre'de hep büyük harflerle yaziyorlar.
    sikinti yok
    :)

    ReplyDelete
  8. Mutlu sonlara bayılıyorum. Yılın teyze-yeğen oscarı sizin
    Nice festivallere...

    ReplyDelete
    Replies
    1. yerebasmazlar sözkonusuysa, oscar'da her an yeni sürpriz adaylar söz konusu olabilir;)

      Delete