Featured Post

24 September 2013

fikrimin ince gülü behçet'e karşı

geçen hafta yazdığım ve fakat yayınlayamadığım yazım...bugün sabah defne'yi "fikrimin ince gülü'"nü söyleyerek uyandırdığıma göre, bu yazıyı yayınlama isteğim devam ediyor demektir...buyrunuz...
*******
"şiire en çok yakışan mevsim hangisidir?" deseler, çoğumuz sonbahar deriz sanırım, ben kendi adıma en çok sonbaharda şiiri seviyorum...
hava hafif bozmaya başlayınca, elim sevdiğim şiirleri toparladığım eski defterime daha çok gidiyor.
*
bugün defne'nin müzik kitaplarını almak için arabayla kadıköy tarafına gitmiştim. dönüşte öyle hoş bir sonbahar havası oldu ki, sahil beni çağırdı sanki, sahilde yürüyüşe gitmesem, sahilin gönlü kalacaktı bende gibi hissettim. hafif sonbahar rüzgarı, edepli dalgalar, mis kokulu incir ağaçları, binbir renge bürünen gökyüzü...
oh saçlarımı da açtım rüzgara, yürüdüm bol bol...
yürürken de aklıma behçet necatigil'in "sevgilerde"şiiri geldi nedense...şiiri hatırlamak isteyenlere:

sevgilerde...

sevgileri yarınlara bıraktınız
çekingen,tutuk, saygılı
bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı.

bitmeyen işler yüzünden
(siz böyle olsun istemezdiniz)
bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
kalbinizde kaldı.

siz geniş zamanlar umuyordunuz
çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
yılların telaşlarda bu kadar çabuk
geçeceği aklınıza gelmezdi.

gizli bahçenizde 
açan çiçekler vardı
gecelerde ve yalnız.
vermeye az buldunuz
yahut vakit olmadı.

behçet necatigil

hüzünlü, buruk bir tadı var değil mi şiirin? ömrün sonunda; ah ah, vah vah diye hayıflanmamak için, sevgileri söylemek lazım... içinizden gelse bile, daha önceki unutamadığınız durumlardan dolayı, tuttuğunuz oluyor mu sevginizi? ben tutardım bir zamanlar, tutmuyorum artık, beklentisizce söylüyorum içimden geldi mi...oh söyledim gitti...sen sağ ben selamet...mezara mı götüreceğiz yahu güsel sözlerimizi?
*
neyse, tam eve dönerken arabada radyoyu açtım. kanallar karışmış, karşıma radyotrt ve bir türk sanat müziği programı çıktı. hemen"fikrimin ince gülü"'nü anons ediverdiler.
"heh" dedim kendi kendime, "bak sevgisini söyleyen ne de güsel söylemiş, söyle de dinleyelim..."
bugün bu şarkı çok takıldı dilime, evde de birkaç kere çaldım, dinledim. türk sanat müziği bana hep çocukluk dönemimi hatırlatıyor. annem mutfakta hep radyo dinleyerek iş yapardı ve müziğe eşlik ederdi ben çocukken...geniş ailemizde de türk sanat müziği sevilirdi. ne zaman türk sanat müziği dinlesem annem oluyormuşum gibi geliyor son günlerde bana:) bir sonraki kuşağa geçer mi bilmiyorum ama ben bugün defne'nin yanında bu şarkıyı söyledim. hafif boş gözlerle baktı bana ama severek söylediğim için, sessiz kalarak şarkımı bitirmemi bekledi.
neyse uzun lafın kısası, fikrimin ince gülü'nü behçet necatigil'e bir cevap olarak paylaşayım istedim:) iyi dinlemeler...




2 comments:

  1. Şarkıyı oturduğum koltuğun tam karşısındaki pencereden seyrettiğim yaprakların dansıyla dinledim. Şimdi bütün gün nakratı söyliycem :)

    ReplyDelete