Featured Post

18 November 2013

Ortaya Karışık...

Paylaştığımız kadar paylaşamadıklarımız da değil midir hayat? Dile getirmek isteyip kelimelere dökemediklerimiz? İçimizde tuttuklarımız, yaşattıklarımız? Yaptıklarımız, yapamadıklarımız...
Eteğimizdeki taşların ne kadarını dökebileceğiz bakalım bu hayatta? Neyse, silkelemeye devam...
*
Konuya derin girdim gibi geldi bana. "Soruların cevapları herkesin kendisinde saklıdır nasıl olsa!" diyerekten, başka konuya zıplıyorum...
Bu günlerde okuyup bende bir şekilde iz bırakan sözlerden bir demet yapmak istedim size:) Aslında kendime de, çünkü bu sözler kafamda dolaşıp duruyor, yazayım da rahata ereyim istedim! Bakalım, sizde nasıl bir etkisi olacak?
*
Yaşamak bazen...burnundan nefes alırken istesen de konuşamamak...(Met-Üst)
(Denedim, olmuyor gerçekten, deneyin, eğlenceli:)
*
Güzel bir ruha aşık olan
Ona hayatı boyunca sadık kalır,
Çünkü sevdiği şey ebedidir...(Platon)
(Sadakata bambaşka bir anlam veren Platon'a saygılar!)
*
1 Japon yılda 25 kitap okurken, 6 Türk yılda 1 kitap okuyor. 
...Kitap okumak çocuğun okul başarısını arttırdığı gibi zekasını geliştirir. 
...Yazar Bastiaan Bommelje için yeni Hollanda gençliğinin tanımı...Sıfır boyutlu, kitapsız hayatından son derece memnun ve I-phone'undan kendi face hesabını like'layan yeni bir tür...(Serdar Devrim'in köşe yazısından)
(Hollanda'da kitap okuma oranları düşmüş. Bu durum ülkenin entellektüel dokusunu ve gelecek nesillerin yarınlarını tehdit eden bir kriz olarak görülüyor. Hollandalılar'a, durumu bu şekilde değerlendirebilen birilerinin olmasına bile sevinmeniz lazım demek geliyor içimden!)
*
"Yaşamınızın tanığı yoksa, bedenen var olursunuz ama ruhen olamazsınız. "
(Doğan Cüceloğlu-Onlar Benim Kahramanım kitabından)
(Bu söz günlerce aklımdan çıkmadı, sizce de çok anlamlı bir söz değil mi?)
*
Twitter ve Facebook'un geleceği yok...Sosyal medya yeni jenerasyonun obsesyonundan başka birşey değil...Bir sonraki jenerasyon "virtual reality(sanal gerçeklik) ve akıllı kıyafetlerin bağımlısı olacak. Teknolojide rekabeti Dropbox kazanacak. (Tablet, telefon, laptop gibi tüm akıllı aygıtlarınızın bulut sunucu sayesinde eşleşmesini sağlayan, birine yüklediğiniz dosyayı diğer sunuculara da otomatik olarak kopyalayan bir uygulama). Bu uygulama Google'ı devirecek.
(Digital dünyaya şekil veren Wired dergisinin kurucu editörü Kevin Kelly.)
(Beni bilen, teknolojiyle aramın çok parlak olmadığını bilir. Ama bu tür haberleri genelde keser, saklarım. Şu an böyle atıp tutuyorsunuz ama bakalım gerçekten ilerde böyle olacak mı? diye:)
*
Öğrenme hızlı olmaz, mutlaka yavaşlatılmalı. Çocuğa öğrenmenin güzel bir şey olduğu öğretilmeli. 
(Massachussets Institute of Technology profesörlerinden Edith K. Ackerman)
(O kadar inanıyorum ki söylediklerine...En güzel günler henüz öğrenemediklerimiz değil mi?)
*
Frank Zappa'nın dediği gibi, zihin paraşüt gibidir, açık değilse bir halta yaramaz! 
(Müzik aleti çalmanın insanın ruhunu, zihnini, aklını, ufkunu açmasıyla ilgili minik bir yazıdan. Serdar Devrim)
(Ne esaslı söz söylemiş Frank Zappa!)
*
Nazım'ın bu şiirini bilmiyordum. Küsmenin naifliğini bu kadar şahane tarif edebilen bir insan var mıdır? İnsanın küsesi gelir bu şiir aşkına!

*
-...Ne okuyacaksınız peki?
-Roman okuyacağım. Roman okumak demek insan olmak demek. Çok özledim roman okumayı. Roman okumak da bir lükstür gerçi.
-Nasıl bir lüks?
-Karnını doyurmaz, para kazandırmaz, aşk heyecanın olmaz. Ben mesela Dostoyevski okurken o kadar büyük zevk alırdım ki, bitmesin diye ağır ağır okurdum saatlerce...Her kelimenin tadını çıkarırdım. Her şeyi bırakıp günde iki üç saat roman okumak inanılmaz güzel bir şey ama işte lükstür de aynı zamanda. Ama roman okuyan insan daha mutlu olur...
(Radikal Kitap'ta Ali Nesin ile yapılan röportajdan)
(Tanımasam da, uzaktan sevdiğim insanlardan...Ne hoş söylemiş, roman okuyan insan daha mutlu olur diye...Anlatılmaz, yaşanır:)
*
Dişi güç sertleşmez, esner.
-Eğitimdeki kadınların çoğu, "ben çok güçlü bir kadınım" diye lafa başladı. Onların bahsettiği güç ile dişi gücü bir ayıralım.
-Bahsettikleri güç, mücadele ve rekabete ilişkin eril güç, orada kazanan ve kaybeden vardır, hedef odaklıdır, agresiftir. Dişi güç ise kuvvetini yumuşaklık, kendini bırakabilme, durumlara, koşullara esneyebilmeden alır. Sertleşmez, esner. Hiyerarşik bir yapısı yoktur. 
("Dişi Gücüne Dönüş" eğitimini veren sevgili Aylin Kafalı Deniz ile yapılan bir röportaj.)
( Merak edene, eğitim adının rahatsız ediciliğine rağmen, ben de bu eğitime gittim, mutluyum, kendimle gururluyum! "Peki döndün mü dişi gücüne?" derseniz, röportajı okuyun, hazıra konmayın derim;)
*
Sayısız insan yaşar içimizde
Hissetsem de düşünsem de bilemem
Kim düşünür içimde kim hisseder
Düşünceler ya da hisler için
Yalnızca sahneyim ben.
Ruhsa, birden fazla var bende.
Ben'se benden daha fazlası. 
Herkes kayıtsız oysa yaşadığım hayata.
Susturuyorum onları, kendim konuşurken.
(Fernando Pessoa)
(Söyleyecek söz bırakmamış Fernando, susayım:)
*
Arda arkadaşımdan öğrendiğim hoş bir müzikle eyvallah diyeyim sizlere...




No comments:

Post a Comment