Featured Post

20 May 2014

16 Ton

Soma'daki faciada 301 insanımız öldü.
Sonrasında...
Soma'da yas içindeki halkın üzerine tomalarla yürümeler, Soma'ya destek için giden avukatları kelepçelerle tutuklamalar, İzmir'de 10(veya 13) yaşındaki bir çocuğu gözaltına almaya kalkmalar, vatandaşı tekmeleyen müşavire arka çıkmalar, devlet yetkililerinden(!) halka aba altından sopa göstermeler(ne abası? gayet açık ve sert çıkışlar)...
Ne yazsam, bu günlerde yaşadığımız insanlık ayıbını anlatmaya yetmeyecek gibi geliyor bana.
Yaşanan facia ile ilgili uzmanların görüşlerini okuyorum, dinliyorum. Olayın derinlerine gittikçe, nasıl bile bile bu noktaya gelindiğini görüyorum. İnsan hayatı hep bu kadar ucuz muydu memleketimde diye kara kara düşünüyorum.
*

“İnsanlar infiale kapılıyor Soma’da çok kişi öldü diye. Ölmezlerse sorun yok mu? İnfiale kapılmamız gereken; yüzlerce insanın orada çalışmaya mecbur olması” Ümit Kıvanç

Ümit Kıvanç'ın bu sözlerini bugün Buğday'ın Facebook sayfasında okudum. Okurken Ümit Kıvanç'ın madencilerle ilgili "16 ton"* isimli bir belgeseli olduğunu öğrendim, merak ettim, sitesinden izledim. Hem dünyadaki hem Türkiye'deki madenciliğin gelişimini(!) ironik tarzda anlatmış. Filmi izledikçe, insan hayatının sadece bizde değil genel olarak dünyada da çok kıymetinin olmadığını bir kez daha gördüm içim burkularak...
(*16 ton, madencilerin yaşadığı zorlukları anlatmak amacıyla 1947 yılında Merle Travis tarafından yapılmış bir şarkıymış.)

Filmi izlemek isterseniz: tık



No comments:

Post a Comment