Featured Post

26 November 2014

Köyümüzde Bir Tiyatrocu Var : Ümmiye Koçak

Peryön'de sevdiğim 2. konuşmacı da, Ümmiye Koçak'tı! Bilenleriniz olabilir. Ümmiye Koçak, Mersin'in Arslanlar köyünde tiyatro kuran, oyunlar yazan, yöneten, oynayan bilge bir kadın!
-İlkokul mezunu. (Kardeşlerinin hepsi okuyamamış, okuyabildiği için, kendini şanslı sayıyor.)
-Küçüklükten okumayı seviyor. 8 yaşında, adını bilmeden Maksim Gorki'nin "Ana" romanını okuyor.
-Köylerine gelen bir tiyatro grubundan etkileniyor. Sahnede başka isimle oynayan gencin, sahneden indikten sonra başka isimle çağrıldığını duyunca, tiyatronun işlevini anlamaya başlıyor.
-"Demek ki, ben de köydeki sorunları insanların isimlerini değiştirerek, biraz da hayal gücümü kullanarak, kendi köylüme verebilirim" diye düşünüyor.
-Ama köyde tiyatro grubu kurmak kolay değil haliyle...
-Adana'dan gelin gelmiş. Gelin geldiği vakitte, köyde kimse başkasının işini yapmıyor. Öğretmen, doktor... çocuğu olacağı zaman başka yere tayinini istiyor.
-Gün geliyor, öğretmene, "gitme ben bakarım çocuğuna" diyor.
-Önce çocuk bakıyor, sonra gün geliyor, doktorun evini temizlemeye gidiyor.
-Köy halkı, Ümmiye Koçak'ın yaptıklarının kötü olmadığını gördükçe, onlar da çalışmaya başlıyor. 
-Müdüre tiyatro fikrinden bahsettiğinde "feminist misin sen?" diyor müdür. ("Müdür seviyesinde birine gidip konuşmak bile benim için çok zor birşeydi ama yılmadım" diyor.)
-Grubu kurmak için, kapı kapı geziyor köyde. Bazı komşuları, kötü sözler bile söylüyor ona ama "onlar beni kamçıladı, yola devam ettim" diyor.
-Kendine katılanlarla ufak ufak oyunlar oynamaya başlıyorlar. Sonra da ünleri çevreye yayılıyor.
-Yaptıkları birçok oyunun üzerine bir de film yapıyorlar, hatta ABD'den ödül bile kazanıyorlar.
-"Ne içimizi acıtıyorsa, onu işliyoruz oyunlarda" diyor: Kadına şiddet, kadının toplumdaki yeri, küresel ısınma, engelliler...
-"Ben bunları kitaplardan öğrenmedim, bunları yaşadım" diyor.
-"Bana deli diyenler, bana kötü söz söyleyenler, başardıklarımızdan sonra benden özür dilediler. Köyde çok şey değişti..."diye de ekliyor.
*
O tabi kendi dilinde, çok daha tatlı anlattı hikayesini. Kaderine boyun eğmeyen, savaşcı, sahici bir kadındı. Tüm salon, konuşması bittiğinde ayakta alkışladık kendisini.
*
Oğlu, onun adına açtığı siteyi yönetiyormuş. Sitesini merak ederseniz; tık
Sitedeki tanıtım videosu da, Ümmiye Koçak ile ilgili size fikir verecektir.


*
İsteyen köyde de olsa yapıyor işte...Yılmamak, kendine inanmak, kadının gücüne inanmak, değişime inanmak...Önce kendi evinin önünü süpürmek...Bunlar geliyor benim aklıma, Ümmiye Koçak'ı düşündükçe...Size neler geliyor? (Bu soruları soruyorum, kimse cevap vermiyor ama yılmadan sormaya devam edeceğim:)

Eteğimdeki diğer taşları şimdi yazamayacağım ama konu başlıklarını teaser baabında yazayım en iyisi:

-Kafa Can'dır: Bedri Rahmi Kafası
-Reklamcılara söyleyecek 2 çift sözüm var!
-Rüyamda Özdemir Asaf'ı gördüm!

Haydi hoşçakalınız...


No comments:

Post a Comment