Featured Post

21 November 2014

Modern Bir "Eşeği Kaybedip Bulma" Hikayesi

Kırmızı çantalı kız, o gün yine köyünden çıkıp, az gitmiş uz gitmiş, dere tepe düz gitmişti. Çantasındaki minik hediyeleri gün boyunca çeşitli köylerde dağıtmış, artık evine dönüş yoluna koyulmuştu. Köylüsüyle bindiği at arabası onu eve bırakmak üzereydi ki, kırmızı çantasının yanında olmadığını farketti. Önce çantasının yanında olmadığına inanamadı, acaba kötü kalpli kurt mu peşindeydi? Eğer kurt, at arabasına gizlice gelip çantasını almışsa yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Ama "bir ihtimal daha var, o da sevmek mi dersin?" şarkısı bu telaşlı anında bile aklına takıldı. Hemen at arabasından indi. O sırada köyün en iyi at binen gençlerinden birini atıyla gördü, ona durumunu anlattı. Karşı köyden geçtiği o eski gemide, kırmızı çantasını unutmuş olabilir miydi? Gemideki zamanını hatırlamaya çalıştı. (Evet o gün çok yorulmuştu ama gemideki tatlı çalgıcıların müziği ruhuna iyi gelmişti. Sadece unutuvermişti çantasını, olan buydu...)

Delikanlı, küçük kızı hemen atının arkasına bindirip, gemilerin yanaştığı limana yol aldı. Hikaye bu ya, o sırada da aynı gemi gene karşı köyden gelmek üzereydi... Küçük kız, delikanlıya teşekkür ederek, gemicilerin yanına koştu. Liman görevlisi amca, sakin bir şekilde "bakarız kızım çantana, gemideyse bulunur" dedi. Gemi yanaştığında, görevli amca gemiye gitti.

Küçük kız, geçimini sağlayan bu kırmızı çantanın bulunacağına inanmak istiyordu. O sırada aklına, köylerine uğrayan perinin sihirli sözleri geldi: "Bu hayatta herşey mümkün! Eğer birşeyin mümkün olmadığını düşünüyorsanız, hemen onu mümkünmüş gibi düşünün!". Perinin söyledikleri o sırada küçük kıza güç verdi.

 "Kırmızı çantam gemide. İnsanlar iyiler, onlar çantamı bulmuşlar ve şimdi görevli amcaya veriyorlar..." diye düşünürken, görevli amcanın elinin boş geldiğini gördü, kalbindeki camlar kırılmak üzereyken; "Tamam kızım, bulmuşlar çantanı, kaptan seninle görüşmek istiyor!" dedi görevli amca. Küçük kız, hayalle gerçek arasında hızlı bir yolculuk yaptıktan sonra, sevinçle görevli amcaya sarıldı.

Sonra koşarak gemiye bindi. Gemideki mürettebattan biri, küçük kıza bir şemsiye uzatarak, "bu muydu aradığınız?" dedi. Orada hafif bir şok yaşasa da, diğer görevli, gülümseyerek kıza kaptanın yerini tarif etti. Gemi tekrar karşı kıyıya geçeceği için, küçük kız koşarak merdivenleri çıktı. Hayatında ilk defa kaptan köşküne çıkacağı için de, hafif heyecanlandı. Karşısına hayalindeki gibi, Hulusi Kentmen görünümünde bir kaptan çıkmadı ama kaptanın "endişe etme kızım, sen gemiden çıkmadan, limandan ayrılmayacağız" demesi, küçük kızın gözünde kaptanı Hulusi Kentmen'leştirdi.

Küçük kız gemiden ayrılırken, tüm mürettebata teşekkürlerini çiçek saçar gibi dağıttı. Herkes yine filmlerdeki gibi iyi ve yardımseverdi...Belki de onlar hep öyleydi...Değişen sadece onun düşünceleriydi...

Gemiden ayrılıp yürürken; köyünde büyüklerin anlattığı, eşeğini kaybedip bulma hikayesi geldi aklına....Belki o da bir gün torunlarına, çantasını kaybedip bulan kızın hikayesini anlatırdı...Ama öncelikle yapacağı, çantasını boynuna asabileceği bir askı örmek olacaktı...

Not: "Bir ihtimal daha var o da ölmek mi..." şarkısı, masalda "bir ihtimal daha var, o da sevmek mi..." olmuş, anlatıcı öyle hatırlamış, öyle yorumlamış, hoş görünüz:)  


No comments:

Post a Comment