Featured Post

19 May 2015

Koca Yürekli Yaşar Kemal



Yaşar Kemal hakkında, çok yazılıp çizildi. Belki yeni birşey söylemeyeceğim ama Yaşar Kemal'in bende bıraktıklarını yine de yazmak istiyorum...
*
Öncelikle, Yaşar Kemal'in bir gözünün neden kısık olduğunu bilmiyordum, nedense hiç de merak etmemiştim. Annem anlattı hikayesini geçenlerde...Yaşar Kemal, ailenin tek çocuğuymuş. 3,5 yaşındayken, başına talihsiz bir olay gelmiş. Halasının eşi koyun keserken, bıçak, derisinden fırlayıp, bu merasimi izleyen Kemal'in gözüne gelmiş ve gözü bıçaktan zarar görmüş. Hayat ne kadar enteresan...Sen çocuğunu emek emek içinde büyüt, doğur, sonra biricik kuzunun o güzelim gözü gitsin, ama o, kalan tek gözüyle memleketi görsün, anlasın ve memleketini edebiyata doyursun...
*
Sonra; Ot dergisinde Eşber Yağmurdereli'nin Yaşar Kemal'le ilgili çok içten bir yazısı var. (Nisan 2015) Eşber Yağmurdereli ve arkadaşları "Barış için 1 milyon imza" kampanyasını başlattıklarında, Yağmurdereli için bir tutuklama kararı çıkartılmış. Yaşar Kemal; "Eşber'i hapishaneye koyarlarsa, ben bu devleti affetmeyeceğim" demiş. Hatta üstüne "Eşber'i hapishaneye koyarsanız, ben bu ülkeyi terk ederim" bile demiş ve sonrasında Eşber'i hapse götürmüşler. Bunun üzerine de; Yaşar Kemal başka memlekete gitmiş. Böyle mert biri. Eşber Yağmurdereli hapisten çıktığında da, geri dönmüş memlekete.
*

Yaşar Kemal'in doğduğu Hemite köyünde, bir heykel varmış. Heykelin hikayesini, Nedim Gürsel'in bir yazısından öğrendim. Nedim Gürsel'in kaleminden hikayeyi aynen aktarıyorum:

Yaşar Kemal’in köyü Hemite’nin girişinde, iki eliyle kayalıkların arasından doğrulan genç bir adamın heykeli var. Önünden akıp giden Ceyhan’a çevirmiş bakışlarını, yarı beline dek çıplak. Birini bekliyor gibi; düz ovayı çepeçevre sarmış dumanlı dağların ötesinden gelecek bir haberciyi, belki de jandarmaları. Ya da sıcaktan bunalmış, ırmağın serin sularına bırakacak ince, güzel bedenini. Gözü uzaklarda ya, aklı burada, sırtını kayalık dağa yaslamış köyün yoksullarından. Kale yıkıntısının gölgesi düşüyor suya, sıcakta ağaçlar mavi yeşil bir buğuda dalgalanıp eriyor. Bana kalırsa köy halkının Safiye Memed dediği İnce Memed bu, Yaşar Kemal’in tüm dünyaya tanıttığı eşkıya. “Eşkıyanın da heykeli dikilir miymiş” demeyin. Eğer bu eşkıya ağa zulmüne başkaldırıp zenginden aldığını yoksula vermişse, halkın ortak bilincinde bir ermişe, bir kahramana, giderek bir efsaneye dönüşmüşse, onu ölümsüzleştiren yazarın deyimiyle bir ‘mecbur adam’sa, artık ondan hiçbir haber alınmıyorsa, ‘imi timi belirsiz’ olmuşsa, ortadan her kayboluşunda dağın doruğunda bir top ışık patlıyorsa, eşkıyanın da heykeli dikilir. Evet, bir eşkıyanın bile!
*
Yaşar Kemal'in kitaplarını bilen biliyor zaten, peki şu söylediği bilgece sözlere ne demeli?

"İnsan evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar."

"İnsanlığın mayası aydınlık ve umuttur. İnsanlığın mayasında güzel, aydınlık, pırıl pırıl, umut, gelecek türküleri söyleyen düş dünyaları kurmak var."

"Az gelişmiş bir ülkede yazar olmak ne işe yarar?"Bu soruyu yıllar boyu kendime sordum. Sanat yapmanın bir lüks olduğuna, kendimin lüzumsuz olduğuma inandım uzun süre. Sonra Sartre da söyledi ki, "az gelişmiş bir ülkede roman yazmaktansa, öğretmenlik yapmak daha yeğdir". Ben bu düşünceye öylesine bir sarıldım ki...Bunca yıl kalem salladığıma utandım. Sartre haklıydı. Bu kadar acı çeken, aç, yoksul insanlara sanat neylerdi ki...Ne faydası olurdu ki...Hele benim gibi eylemden gelmiş bir adam kendini, vaktini nasıl böyle işe yaramaz bir şeye verirdi? Gerçekten uzun bir süre bocaladım. Fakat eylemler, oluşmalar beni kendime getirdi: Az gelişmiş bir ülkede de sanatın gerekliliğini anladım ve rahatladım. Roman, Fransa'ya ne kadar gerekse, bize de öylesine gerek."

"Bir; benim kitaplarımı okuyan katil olamasın, savaş düşmanı olsun. İki; insanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılayamasın. Kimse kimseyi asimile edemesin. İnsanları asimile etmeye can atan devletlere, hükümetlere olanak verilmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar bilsinler ki, bir kültürü yok edenlerin kendi kültürleri, insanlıkları ellerinden uçmuş gitmiştir. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksullarla birlik olsunlar, yoksulluk bütün insanlığın utancıdır. Benim kitaplarımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar."

Çok yaşa koca yürekli Yaşar Kemal, öte tarafa gitsen de, iyi ki varsın...



No comments:

Post a Comment