Featured Post

20 May 2015

4 kitap

Kafamda Bir Tuhaflık ve Orhan Pamuk: 


Okuduğum sürece, bana Mevlüt ve ailesiyle yaşıyormuşum hissi veren
Her karakterin iç dünyasını benimle paylaşarak, onları derinden anlamamı sağlayan
Baharda okumama rağmen, sürekli bana Karakedi bozacısından boza aldırtan
Mevlüt'ün hayat hikayesi üzerinden yakın tarihimizi usulcacık önüme seriveren
Kitap okuma hazzını, romanı okuduğum sürece en yüksek seviyede yaşatan
Ve son cümlesiyle gecenin 2'sinde beni dağıtan enfes yazar...

Orhan Pamuk, iyi ki varsın!

Bize İki Çay Söyle-Elif Key


Mayıs başında 2 günlüğüne Urla'nın bir köyüne gitmiştik. Orada, akşam vakti okumaya başladım kitabı. Defne ile Mithat bir mizah dergisine bakıp kıkırdarken, yanlarında ilk bölümü okudum. "Aa noluyor yaa, daha ilk bölümde gözümden yaş geldi be Mithat, anneannesini yazmış". "Hadi ikinciyi okuyayım, aa gene gözlerim yaşardı, bu sefer de kardeşini yazmış. Her bölümde böyle ağlayacaksam işim var. Zırlak zırlak ortalıkta okumayayım bari kitabı..." diyip odaya gittim. Odada ağlamalı kısımlar bitti ama kitapla başbaşa kalmak bana iyi geldi.
Su gibi akıp gidiyor yazıları...Bizim yaşlarda, dobra, çok doğal yazıyor. Dili keyifli; güldürüyor bazen, bazen de lafı zort diye gediğine oturtuyor. Yazılarında ben de kendi çocukluk, gençlik, yakın geçmiş anılarımı buldum. Hatta kitabın yanına notlar düştüm bol bol. Kitabı okurken, yazarla karşılıklı konuşuyor gibi hissettim. Sunay Akın'a laf çarptığı kısım hariç, kendime çok yakın buldum Elif Key'i. (Hatta bu bölümde bile, onunla konuştum.) Anlayacağın, seninle karşılıklı çay içip sohbet etmiş gibi oldum Elif Key, eyvallah! Bir dahakine çaylar benden olsun;)

Sakin Olmak-Yaşlanırken Kazandıklarımız


Geçenlerde bir gece uykum kaçtı. Dön sağa, dön sola, yok, erken kalkacağım sabaha, "uyursun uyursun" diye yatakta kendime telkinlerde bulundum, ı ıh, yok ortada. Ortada olmadığı gibi, gecenin tüm huzursuzluğunu da üstüme bırakıp gitmiş durumda...
Çaresiz kalktım. Salona gelip birkaç kitap karıştırdım ve aradığım kitabı buldum: Sakin olmak-Yaşlanırken Kazandıklarımız
O kadar müthiş bir kitap ki...Bu incecik kitap, hayatın bütün evrelerini büyük bir bilgelikle anlatıyor. Telaşa mahal yok! Her yaş dönemi, kendine has özellikleriyle yaşanıyor.  Şu ana kadar yaşadığım dönemleri okumak keyifli ancak, esas yaşamadığım dönemleri de anlamaya çalışmak, büyüklerin gözünden hayatı yorumlamaya çalışmak iyi geldi bana. Hayatı bir bütün olarak değerlendirince, ister istemez sakinleşiyor insan(yani ben). Bu kitap sayesinde, geceyi; süt liman bir ruh halinde, tatlı bir uyku ile kapadım. (Sadece kitap çizimleri biraz karamsar geldi bana, söylemeden geçemeyeceğim.)

Yaşamda çok şey talihe bağlıdır ve talihsizliğe; her ikisinin sebeplerini de kesinkes söyleyemezsiniz. Olmaması gereken bir şey olduğunda, kendini, başkalarını, hayatı ve dünyayı suçlamanın bir anlamı yoktur. Her zaman bir talihsizlik olabilir, bir hastalık girebilir yaşamınıza, emin olduğunuz bir gerçeklik çökebilir. Niye benim başıma geldi? Bunu sahiden açıklamak mümkün değildir. Neden şimdi başıma geldi bu? Tamamen tesadüf olabilir. Ne zaman kurtulacağım? Belki de artık hiçbir zaman. O zaman ne olacak? O zaman olabildiğince iyi baş etmeye bakmak kalır geriye, mesela kendime şöyle demek: Şimdi hayatın önüme koyduğu ödev budur; tesadüfen ya da bilinçli, kim bilebilir. Ödevi kabul ediyorum, elimden geleni yapacağım, çünkü öyle ya da böyle bir işe yarayacak olmalı. Olup biten her şey, eninde sonunda birşey için iyi değil midir? Mutlaka önceden belirlenmiş bir iyi olmayabilir bu, her zaman ilgili kişinin yararına olmayabilir, çok defa ancak geriye dönüp bakınca onun için iyi olan yanı anlaşılır. Zamanın akışı içinde, bireyin ömür süresinin çok ötesinde, belki bir anlam, olup bitenlerin oturduğu bir bağlam anlaşılır hale gelebilir, belki önceden de varolan bir anlamdır bu, belki de sonradan erişilmiştir.  (Kitaptan bir bölüm)

Masal Terapi- Judith Malika Liberman


Daha önceden yazmıştım sanırım, bu sene Judith Liberman'ın masal yazma atölyesine katılmıştım. Hikaye anlatıcısı kendisi, masalcı. Çok da tatlı, gerçek bir kadın. Kırık türkçesiyle şahane masallar anlatıyor. "Dünyada çok fazla kötü, karanlık hikayeler anlatıldı, onlara inanıldı, şimdi de iyi hikayelerin yayılma zamanı olsun" diyor...

Neden olmasın? İnsanoğlunun içindeki iyiliği ortaya çıkaracak her eylem, bence yayılmaya değer...Zaten hayat masallarla, oyunlarla daha güzel...

Judith, atölye sırasında bize kitabının çıkacağından bahsetmişti. Çıkınca aldım. Okumaya başladım ama kitap öyle hemen bitmiyor. Kitabı okuma şekli oyuncaklı, her gün(ya da okumak istediğin zamanlarda), kitaptan rastgele bir sayfa seçiyorsun ve karşına çıkan masal, genelde o günlerde senin kafanı meşgul eden birşeyle ilgili çıkıyor, ya da sen ona yoruyorsun çıkanları:)

Sonuçta hayattaki sorularımızın cevaplarını bulma işini masallara yükleyecek değiliz ama masallar üzerinden hayatla ilgili güzel çıkarımlar yapmak da mümkün. Üstelik dışavurumcu sanatların desteğini de alarak, pek güzel alıştırmalar koymuş her masalın sonuna...

Alıştırmaları yaparsınız, yapmazsınız bilemem ama sırf masalları için bile okunur bu kitap, benden söylemesi...

Hepinize iyi okumalar...






3 comments:

  1. Füsun'um Açık Radyo 'nun ' gerçek olan bi hikayeni yaz' organizasyonundan haberin var mı? Bence tam sana göre;)

    ReplyDelete